Karanlık? Switch Mode

100 Yıllık Döngü – 030

Bütün bölümler içeride100 Yıllık Döngü (Novel)
A+ A-

 

Kaichen, vücudunun başta beklediğinden çok daha kötü bir durumda olduğunu fark etmişti. Manasının tükenmesinden dolayı acı çekiyordu. Büyü kulesine gitmek yerine eve dönmesi iyi olmuştu.

 

Dört gün boyunca uyuduktan sonra bile, hâlâ bitkin durumdaydı. Tam olarak iyileşmemişti fakat şimdilik bu kadarıyla idare ederdi. Eğer geri dönüp dinlenmeseydi, ölümcül olabilirdi. Manasını yenilemesi zaman alacaktı. Acrab’daki zaman büyüsünü kırmak için kullandığı büyü vücuduna zarar vermişti.

 

Kaichen evini başkalarının kolayca bulamayacağı bir yere, ormana inşa etmeyi tercih etmişti. Ayrıca etrafına büyülü bir çember oluşturmuş, ve böylece alan, iyileştirme büyüsü ile dolup taşmıştı. Burası onun hem dinlenme yeri hem de kıtadaki diğer insanlardan saklanabileceği bir yerdi. Gerçi burada yaşayan tek kişi olmadığından artık bu tartışılırdı. Kapıyı çalmadan yatak odasını açmakta sakınca görmeyen başka biri daha vardı. Birdenbire ağzından çıkan o öfkeli sözlerden sonra bile kadın, şaşırmış gibi görünmeden usulca gülümsemişti.

 

Bu onu şaşkına çevirmişti. Bir erkeğin odasının kapısını nasıl öylece açabilir? Yüz yıldır yalnız ve kapana kısılmış olsa bile, bir erkeğin odasının kapısını habersizce açmak utanç verici olurdu, özellikle de bir kadın için. Beni bir erkek olarak görmediğinden mi? düşüncesi onu mutlu etmemişti.

 

Adam kaşlarını çattı ve bu düşünceyi başından savmaya çalıştı. Vücudunun içinde ve çevresinde mana biriktiğini hissetti. Tam bir iyileşme değildi fakat işe yarıyordu. Kadının pişirdiği yemekleri seviyordu. Yeni başlayan biri için, İmparatorluk Sarayı Şefi’nden daha iyiydi. Yemeğe saldırmamak için kendini zor tutuyordu, çünkü kadın onun neyi sevip sevmediğini ölçmek için yemek yerken hep onu izliyordu. Bakışları her zaman meraklı ve ısrarcıydı.

 

Neden yemiyorsun? Sormak istiyordu. Yolculuk boyunca birlikte yemek yemişlerdi. Ama kadın ne zaman ona kahvaltı hazırlasa, o izlerken yemek yiyen sadece kendisiydi. Hayatı boyunca belki sadece beş kez ziyaret ettiği mutfağı değiştirmişti. Kabul etmek istemiyordu ancak böylesi, kesinlikle daha ev gibi ve daha rahat hissettiriyordu. Artık yemek yemek için köye gitmesine gerek kalmamıştı ve kadın, hep onun sevdiği şeyleri yapıyordu.

 

“Öğretmenim! Bahçedeki toprak iyi durumda. Oraya sebze ekebilir miyim?”

 

“Nasıl olmuş? Zevkinize göre yaptım.”

 

“Hoşlandığınızı biliyorum ama itiraf etmek istemiyorsunuz! Bilmediğimi mi sanıyorsunuz?”

 

Bitmek bilmeyen sorular! Birlikte geçirdikleri sadece bir, belki de iki hafta olmuştu, ve Dahlia onun zevkleri hakkında her şeyi öğrenmişti bile. Julius’un ciddi olduğunu söylediği misofobisi, Dahlia’ya göre endişelenilecek bir şey değildi. Her şeyi pırıl pırıl temizliyordu. Hiçbir yerde tek bir toz zerresi bile yoktu.

 

Kaichen başta merak etmişti lakin artık emindi. O geldiği andan itibaren evde sürekli bir gül kokusu yayılıyordu. Görünüşe göre evin dışında açan sarı güllerle bir şeyler hazırlıyordu. Kaç tane yeteneği var? Yüz yıl boyunca başka ne öğrendi? İtiraf etmek istemiyordu fakat hayranlık içindeydi. Tabii ki bundan asla yüksek sesle bahsetmezdi.

 

Ne diye evdeki eşyaları değiştirmesine aldırmıyorum? Kaichen merak ediyordu. Söz konusu evi ve kendi alanı olduğunda her zaman çok titiz biriydi ancak ilginç bir şekilde, onun burada bir şeyleri değiştirmesi hoşuna gidiyor gibiydi.

 

Sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar onun alt kattaki seslerini hep duyardı. Sürekli hareket halindeydi. Bu kadın hiç uyuyor mu? Birden fazla kez merak etmişti.

 

Bir gün aşağıya inip onu gördüğünde, teni çok solgun ve üstü başı perişan görünüyordu. Ancak aklına acı çocukluk anıları gelmiş, bu yüzden burnunu sokmamıştı. Kendini ondan olabildiğince uzak tutmak istiyordu.

 

Onu sadece araştırmasının konusu olarak görüyordu, bu nedenle sabah biraz vakit ayırıp, zaman büyüsünde geçirdiği yüz yılı ve yasak büyü hakkında neler söyleyebileceğini sormuştu.

 

Bu etkileşimden bile nefret etmişti. Bu yüzden kadına, zaman büyüsünde deneyimlediklerini bir rapor haline getirip kendisine vermesini önermişti. Kadının yorgun ve bitkin yüzüne bakmış fakat pek düşünmemişti çünkü Dahlia’nın bir alkolik olarak ünü ondan önce geliyordu. Üstelik, içkiyi bıraktığını söylemişti, bu yüzden endişelenmek için bir neden bulamamıştı.

 

“Aaaaah! Aağh!” Bir sabah, sessizliği delip geçen bir çığlık duyuldu. Adam koşarak kadının odasına gittiğinde, ellerinin kesik ve kanlar içinde olduğunu gördü. Parçalanmış ayna camları her yerdeydi. Kadın, ellerini sıkıca kulaklarına bastırmış ve gözleri sımsıkı kapalı bir hâlde yerde diz çökmüştü. Vücudu kontrolsüzce titriyordu. Daha sonrasında sanki cildini vücudundan koparmak istiyormuş gibi kaşımaya başlamıştı.

 

Hiçbir site ile ortak bir şey yapmıyoruz emek hırsızlarına prim vermeyin ve serilerimizi yalnızca orijinal sitemiz mangacim.com dan okuyun....

Etiketler: Novel oku 100 Yıllık Döngü – 030, novel 100 Yıllık Döngü – 030, read 100 Yıllık Döngü – 030 online, 100 Yıllık Döngü – 030 chapter, 100 Yıllık Döngü – 030 high quality, 100 Yıllık Döngü – 030 light novel, ,

Yorum