Karanlık? Switch Mode

100 Yıllık Döngü – 036

Bütün bölümler içeride100 Yıllık Döngü (Novel)
A+ A-

 

Julius şaşkın ve endişeli bir halde kadına yaklaştı. “Sorun nedir Kontes?” dedi.

 

“K…k…kur…” diye çırpındı kontes.

 

“Vuruldunuz mu?” diye yardım etmeye çalıştı adam.

 

“lütfen… kurtar… yardım et… bana…”

 

Elleri titriyordu. O kadar zayıf ve çelimsizdi ki, bakması insana acı veriyordu. Adam daha cevap veremeden, kadın baygın düştü. Adam, onu uyandırmak için omzuna hafifçe dokundu. Tepki gelmedi. Kadının solgun yüzünü yana çevirdi. İçinde, sanki kadın nefes almayı bırakmış gibi bir hissiyat oluştu. Dudakları morarmıştı, ve arasından siyah bir sıvı akıyordu.

 

Daha önceleri, zehirlenmiş bir ölüyle karşılaştığını hatırladı. Bu durum da farklı değildi. Zehirlenmiş mi? Julius merak etti, duraksadı. Bu hiç mantıklı gelmiyordu. Nefes alıp almadığını kontrol etmek için işaret parmağını burnunun altına götürdü. Henüz ölmemişti. Nefes alış verişi zayıftı, ama halen varlığını sürdürüyordu. Peki bu nasıl oldu? Julius şaşkınlıkla merak etti.

 

Kaichen mi yaptı bunu? Julius düşündü. Kaichen eski anılarını unutamayacak kadar öfkeliydi ve…? Julius birden buraya neden geldiğini hatırladı. Kaichen’e seslendi.

 

“Kaichen! Kaichen!”

 

Ne çabuk öfkelenen bir adam! Hâlâ ondan toplanması gereken bilgiler var. Neden öldürdü? Kaichen, hüsranı ve aciliyetinin aksine, tüm dünyanın görsün diye sakince kendi hızıyla merdivenlerden indi.

 

“Buradasın.”

 

“Bu kişi…. Kontes Alshine değil mi?”

 

“Evet, öyle.”

 

“Neden o…. Onu öldürmeye mi çalıştın?”

 

“Hayır. Günde birkaç kez böyle nöbetler geçiriyor.”

 

“Nöbet mi?” dedi Julius şaşkınlıkla.

 

Kaichen, Kontes Alshine’ın yığıldığı yere doğru yürüdü ve artık buna alışmış gibi, onu kollarının arasına aldı.

 

Onu kendisi kaldırıyor… büyüyle bile değil. Her ne kadar böyle bir durumda normal görünse de, Julius’un ağzı şok içinde açılmıştı. Kaichen, Kontes Alshine’ı kollarının arasında kaldırdı ve tekrar merdivenlerden yukarı çıktı.

 

“Bu ne… Kaichen? Ne oldu lan böyle? Kontes niye bu halde?” Julius onu merdivenlerden yukarı kadar takip etti. Kaichen yanıt vermedi. Sadece canı istediğinde konuşan biriydi. Bu, çok sinir bozucuydu, özellikle de böyle zamanlarda.

 

Kaichen Kontesi yatağa yatırdı ve üzerini bir battaniyeyle örttü. Soğuk, sert ifadesi olmasa, biri onu hasta Kontes’le ilgilenen dost canlısı bir adam sanabilirdi.

 

Bu doğru olamaz. Julius, Kaichen’i herkesten daha iyi tanıdığından emindi. Ciddi bir yüz ifadesiyle odanın etrafına bakındı. İksir yapımında kullanılan aletlerle dolu bir masa ve masanın üzerine, yere saçılmış birkaç kitap gördü. Şifalı otlar ve diğer büyülü malzemelerle dolu küçük bir masa daha vardı.

 

Bu oda, eskiden Julius’un Kaichen’i ziyarete geldiğinde uyuduğu odaydı. Burası Kontes’in odası mı? Neden şifalı otlar, büyülü malzemeler ve iksir yapımında kullanılan aletler her yere saçılmış durumda? Julius genelde iyi huylu ve dost canlısı bir adamdı, fakat merakı onu sabırsızlandırıyor ve Kaichen’den cevap alamamak onu çok sinirlendiriyordu.

 

“Dışarı çıkalım. Açıklayacağım,” dedi Kaichen sonunda, Julius’un sabrının sınırlarına ulaştığını fark etmiş gibi. Julius’u odadan çıkararak oturma odasına götürdü. Birbirlerine bakacak şekilde oturdular. Ancak Kaichen hemen bir açıklama yapmaya başlamadı, derin düşüncelere dalmış gibiydi. Julius daha fazla bekleyemezdi, bu yüzden aklında ne varsa sordu.

 

“Kontes büyü yapmayı biliyor mu?”

 

“Evet.”

 

“Bu… Kapana kısıldığı sırada mı öğrenmiş?”

 

“Evet.”

 

Julius şok olmuş görünüyordu. “O… manasını kendi kendine nasıl uyandırdı? Bunun mümkün olabileceğini düşünmemiştim bile.”

 

Julius da, Kaichen gibi, Matabju’nun öğrencisiydi. Kılıç kullanmada bir dahi, ve büyü konusunda Kaichen kadar yetenekli olmasa da, hâlâ oldukça çok yönlü biriydi. Büyü öğrenmiş biri olarak, bir büyücünün vesayeti altında bile kişinin manasını uyandırmanın ne kadar zor olduğunu biliyordu. Kontes’in manasını tek başına uyandırmış olduğunu öğrenmek çok şaşırtıcıydı. Hiç böyle bir şey yapıldığını duymamıştı.

 

“Şok edici,” dedi Kaichen yavaşça başını sallayarak. “Gerçekten şok edici. Sanırım yüz yıldır zaman büyüsünün içinde hapsolduğunu söylemesi yalan değildi.”

 

Julius, Kaichen’in biraz daha açıklama yapacağını düşünmüştü. Lakin Kaichen, aniden ayağa kalktı ve sanki yapması gereken önemli bir şey aniden aklına gelmiş gibi mutfağa yöneldi. Bu, Julius için daha da büyük bir şok oldu. Kaichen’i mutfakta asla ama asla hayal edemezdi. İnanamayarak Kaichen’e baktı, ama o kepçe kullanmaya oldukça aşina görünüyordu.

 

İşte bu tam anlamıyla çılgınlık…. Julius ayağa kalktı ve mutfağa doğru yürüdü. Kaichen’in büyük kâseye bir şeyler koymasını izledi. İncelemek için yaklaştı ve yüzünü ciddi bir ifadeye bürüdü.

 

“Bu ne?” diye sordu.

 

“Lapa,” dedi Kaichen.

 

“Bu yaptığın, yeni bir tür zehir lapası mı? Gerçekten de, sadece bakınca bile ölümcül enerjiyi hissedebiliyorum.” Julius yüzündeki ciddiyeti korudu. Kasenin içindeki şey korkunç görünüyordu. Julius, bunun tadına bakarsa anında ölüp ölmeyeceğini merak etti. İçine ne koymuş böyle?

 

“Acaba sen… ah…. Bu iğrenç şeyi Kontes’e yedirdin mi? Yığılıp kalmasına şaşmamalı.”

 

Julius, Kaichen’in çenesinin sıktığını göremedi. “Üzgünüm dostum, fakat bu deney başarısız oldu,” dedi Julius, tencerenin içinden etrafa saçılan siyah sıvıya bakarak. “Zehirli göründüğünü herkes söyleyebilir. Elimde olsa asla yemezdim. Eğer bir düşmanı öldürecek olsaydın, belki bu ölümcül şey işini görürdü. Ancak… eğer bunu insanların yemesi için pişiriyorsan, daha fazla dikkat etmeli ve temel yemekleri öğrenmelisin.”

 

Hiçbir site ile ortak bir şey yapmıyoruz emek hırsızlarına prim vermeyin ve serilerimizi yalnızca orijinal sitemiz mangacim.com dan okuyun....

Etiketler: Novel oku 100 Yıllık Döngü – 036, novel 100 Yıllık Döngü – 036, read 100 Yıllık Döngü – 036 online, 100 Yıllık Döngü – 036 chapter, 100 Yıllık Döngü – 036 high quality, 100 Yıllık Döngü – 036 light novel, ,

Yorum