Karanlık? Switch Mode

100 Yıllık Döngü – 039

Bütün bölümler içeride100 Yıllık Döngü (Novel)
A+ A-

 

“Ama bence doğru olmayan bir şeyler var.”

 

Önceki hayatımda içki içmeyi severdim, fakat alkolizmin bu kadar zor ve acı verici olabileceğini hiç düşünmemiştim. Biraz tedirgin ediciydi ancak bunu tartışabileceğim kimse yoktu, bu nedenle yalnızca iç çekmekle yetindim. Karmaşık düşünceleri bir kenara bıraktım ve öncelikle Kaichen’e minnettarlığımı ifade etmem gerektiğini düşündüm.

 

Mutfağa indim ve benimle ilgilendiği için minnettarlığımı ifade etmek adına en sevdiği Fransız tostunu yaptım. Geçen gün Sharatan köyünden aldığım öğütülmüş yeşil elmalardan yapılan reçeli eklediğimde tadı daha da güzel olmuştu. Şeker kullanmaktan iyiydi. Bana iğrenç yemekler yedirmiş olsa da, onun sayesinde hayattaydım. Muhtemelen mutfaktan yayılan tatlı kokunun etkisiyle Kaichen, ikinci kattan uykulu bir halde indi.

 

“Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?”

 

“Çok daha iyiyim! Hepsi sizin sayenizde.”

 

“O zaman bugünden itibaren vücudunuzu muayene etmem gerekecek.”

 

“Ne?”

 

Kaichen masaya oturdu ve yaptığım tosttan bir ısırık aldı. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Bununla tostumun lezzetli olduğunu varsayıyorum.

 

“Dediğim gibi, vücudunuzu inceleyeceğim.”

 

Acaba yalnızca bana mı tuhaf geliyordu diye düşündüm. Beceriksizce gülümsedim. Tabağına yeni pişmiş bir tost daha koydum. “Imm, zaman büyüsü yüzünden mi?”

 

“Evet, aynı zamanda bağımlılığınız yüzünden.”

 

“Alkol bağımlılığı mı?”

 

Kaichen başıyla onayladı ve bir tost daha yedi. Yoksunluk semptomlarım o kadar şaşırtıcı mıydı ki şimdi yeni çalışmasının konusu haline geldim? Belirtilerimin doğal olmadığını düşünmüştüm. Yaşadığım semptomlarda bir terslik vardı.

 

“Semptomlarımın alkolizmden kaynaklanmadığını mı söylemeye çalışıyorsunuz?”

 

“Aynen öyle.”

 

“Birilerinin benim peşimde olduğunu mu söylüyorsunuz?”

 

“Evet.”

 

“Kim?” Soruya cevaben, Kaichen dudaklarındaki reçeli yaladı ve bana baktı. Bakışıyla kalbim aniden çarpmaya başladı.

 

“Bu sadece bir tahmin, fakat sanırım vücudunuza baktıktan sonra emin olacağız.”

 

“Ahh. O halde ne yapmam gerekiyor?”

 

Kaichen bana baktı ve yumuşak bir sesle, “Sadece işbirliği yapmalısınız,” dedi.

 

‘İşbirliği’ kelimesi bana hep çok uğursuz gelmiştir. Kulağa, sanki kabul ettiğinizde ne kadar istemeseniz de her şeyi yapmak zorundaymışsınız gibi geliyordu. Ancak o anda altın gözlerinin büyüsüne kapıldım ve başımı salladım. Tostlarını bitirdikten sonra bile orada oturmaya devam ediyordu.

 

“Öğretmenim, bir tost daha ister misiniz?”

 

“Daha… fazla var mı?”

 

Teni bronz renginde olduğundan, başlarda yüzünün veya kulak memelerinin kızarıp kızarmadığını göremiyordum, fakat Kaichen’in benden gönülsüzce daha fazla yemek istemesi yeni bir şeydi. Sevimli…. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Kendim için hazırladığım tostu onun tabağına bıraktım. Tam yedi tost yedi! Kahvaltısından tatmin olduktan sonra, beni doğruca laboratuvara çağırdı.

 

“İlk olarak, vücudunuzda herhangi bir uyuşturucu olup olmadığını kontrol edeceğim.”

 

İlk defa kendimi gerçek bir denek gibi hissettiğimi fark ettim. Kaichen’in yaptığı ilk şey kanımı almak oldu. Sonunda gerçek bir denek olacağımı sanmıştım ancak Kaichen’in bana yaptığı ilk şey kanımı almak olmuştu. Beş cam şişeyi dolduracak kadar kan aldıktan sonra bana pembe, sıvı benzeri bir ilaç uzattı.

 

“Bunu içmek daha az yorulmanızı sağlayacak.”

 

Sanki kan bağışında bulunduğum için ödüllendirilmiş gibi hissettim. İlacın merak uyandıran bir tatlılığı vardı ama pek bana hitap etmiyordu. Kaichen şişeleri kapattı ve buz büyüsüyle sardı.

 

“Öğretmenin, eğer alkol bağımlılığım başkalarının müdahalesinden kaynaklanıyorsa, tedavi etmektense toksinlerden arındırmak daha iyi olmaz mı?”

 

“Bu ancak hangi malzemelerin kullanıldığını öğrendikten sonra mümkün olabilir.”

 

Öyleyse hâlâ umut vardı. Dahlia’nın peşinde birilerinin olabileceği düşüncesi hiç aklımdan geçmemişti. Romanı okumayı, üçüncü bölümünün başlarına kadar sürdürmüştüm. Bilmediğim epey çok şey varmış gibi duruyordu. Orta kısımlara kadar, roman ağırlıklı olarak başkahraman Julius’un büyüme dönemine odaklandığından diğer karakterlerin pek bir şeyi açıklanmamıştı. Tüm bunların arkasındaki beynin kim olduğunu bile bilmiyorum.

 

Keşke kötü adamın kim olduğunu bilseydim, onlardan kurtulabilseydik roman da biterdi.

 

“Kim beni böyle sinir bozucu bir şekilde öldürmek istedi ki?”

 

“Muhtemelen sizi öldürmek istememişlerdir.”

 

“Öyleyse neden?”

 

“Zihninizi…… sarsmaya çalışmış olmaları kuvvetle muhtemel.”

 

“Ama öleceğimi sanmıştım. Aslına bakarsanız, eğer benim için yaptığınız ilacı almasaydım, ölmüş olurdum.”

 

O güne dair hafızam bulanıktı, ancak ölmek istediğimi hayal meyal hatırlıyordum. Hatta Kaichen’i yakalayıp beni öldürmesi için ona yalvarmıştım. Çok detaylı hatırlamasam da, o günden kalan morluklar ve yara izleri hâlâ tepeden tırnağa tenimin her yerinde zonkluyordu.

 

Çıldırmıştım. Kaichen’in büyüsü beni tuttuğunda etrafa bir şeyler fırlatıyor ve mücadele ediyordum. Sonuç olarak anılarım, bayıldığım gün bilincim yerine gelene kadar net değildi.

 

“Bunun nedeni muhtemelen yüz yıldır zaman büyüsünün içinde sıkışıp kalmış olmanızdır.” Kaichen parşömeni masasının üzerine yayıp beyaz tüy kalemle karmaşık bir formül yazdı, durakladı ve havaya bakarak mırıldandı.

 

“Bunun hatırlamak istemediğiniz acı hatıraları ortaya çıkaran ve halüsinasyonlara yol açan bir tür uyuşturucu olduğunu düşünüyorum, fakat sinirlendiğinize, kendinize zarar verdiğinize ve acıdan şikayet ettiğinize göre, zehirli olduğu anlamına gelir. Nöbetler geçiriyor, kaşınıyor ve cildinizde böceklerin gezindiğini söylüyordunuz…. Vücudunuzda iyi karışmayan bileşenlerden kaynaklanan yan etkiler gibi görünüyor.”

 

Hiçbir site ile ortak bir şey yapmıyoruz emek hırsızlarına prim vermeyin ve serilerimizi yalnızca orijinal sitemiz mangacim.com dan okuyun....

Etiketler: Novel oku 100 Yıllık Döngü – 039, novel 100 Yıllık Döngü – 039, read 100 Yıllık Döngü – 039 online, 100 Yıllık Döngü – 039 chapter, 100 Yıllık Döngü – 039 high quality, 100 Yıllık Döngü – 039 light novel, ,

Yorum