Karanlık? Switch Mode

Bölüm 5 Issız Adada

Bütün bölümler içerideIssız Bir Adada
A+ A-

Issız Bir Adada Yakışıklı Kahramanlarla Mahsur Kaldım
Çeviri: Morta Tilki

5. Bölüm

“imkanı yok… tüm gece ayakta değildin, değil mi?”

Enoch cevap vermedi. Cidden uyumamış gibi görünüyordu.

“Ne kadar süre aç kalacağını bilmeden enerjini böyle harcayamazsın.”

Öne sürdüğüm gerçekçi yoruma rağmen Enoch dediklerimi umursamıyordu.

“Genç Leydi’ye güvenip güvenemeyeceğime hâlâ karar vermedim.”

Ses tonu normal olsa da bana bakan gözleri çok keskindi.
İlk defa birinin hareketlerinin ve sözlerinin bu kadar uyuşmadığını görüyordum.

Uyandığımda şafak vakti gelmiş sayılırdı.
Ancak Enoch henüz canavarların sadece karanlıkta ortaya çıktığını bilmiyordu. Belki de bu yüzden güneş ortaya çıksa da bu kadar gergindi ve omuzlarında bu kadar güç toplanmış gibi görünüyordu.
Tabii ben o kadar da gergin değildim fakat canavarlar ilerleyen zamanlarda düzenli olarak karşımıza çıkacaktı… Ve ben her seferinde titremeden edemeyecektim.

*gürüldeme.*

Bunları düşünürken birden karnım yüksek bir ses çıkardı.
Enoch garip bir gülümsemeyle bana baktı.

Aramızdaki gerilimi hissetmek beni daha da acıktırıyordu. Susuzluğumu hindistancevizi ile giderebilirdim ama açlığım bir sorundu.

“Gidip yiyecek bir şeyler bulalım mı?”

Açlıktan ölecek gibiydim.

“Avlanmaktan mı bahsediyorsun?”

“Avlanacak zaman yok. Gidip biraz meyve getireceğim.”

“Meyve mi?..”

Enoch kafası karışarak sordu. Sanırım daha önce hiç meyve toplamamıştı.
Hazırladığımız barınağın hemen arkasındaki palmiye ağacını gösterdim.

“Şu ağaçtaki küçük meyveleri görüyor musun? Onlar yenilebilir açai çilekleri. Sanırım gidip birazını toplamaya çalışacağım.”

Açai çileğinin birçok sert çekirdeği ve yenilebilecek sınırlı kısmı vardı, yani ihtiyacımız olan kaloriyi sağlamak için yeterli değildi.
Ancak şu anda yiyebileceğimiz pek bir şey yoktu. Ayıların yıl boyunca etrafta gezindiğini düşünürsek açai palmiyesini bulduğum için bile şanslı olduğumu söyleyebilirdim.

Biraz daha uzağa gidersem muhtemelen böğürtlen ve ahududu da toplayabilirdim ama bunu yapmak için ayıların olduğu yerlere gitmem gerekiyordu ki şu anda bunun neresi olduğuna dair bir fikrim olmadığından pek mümkün değildi.

“O şeyler gerçekten yenilebiliyor mu? Genç Leydi’ye güvenebileceğimden emin değilim.”

“O halde sen aç kalabilirsin. Ben yiyeceğim.”

Ağaca tırmanmaya hazırlanırken kısaca cevapladım. Bana gene sersemlemiş bir yüzle bakıyordu. Elbisemi toparlayıp bağlamaya çalışırken beni durdurdu.

“Ne yapıyorsun?”

Palmiyeye bakıp “Meyveleri toplamak için ağaca tırmanmam gerekiyor.” dedim.
Şaşkın bir ifadeyle bakışlarımı takip etti, yüksekliği hesaplamaya çalışıyordu.

“Sadece ağaca vursam zaten meyveler düşecektir, cidden tırmanman gerekiyor mu? Tehlikeli görünüyor.”

“Palmiye ağaçları serttir ve meyveleri fazla küçük…”

Kafamı sallayıp tırmanmaya hazırlandım.

“İşçi karıncalar gibi sürekli zaman içinde yere düşmüş olanları toplayamam. Tırmanıp tüm meyve dallarını alacağım.”

Neyden bahsettiğimi hala anlamamış gibiydi. Yanımdan geçip hafifçe yumruğunu salladı ve ağaca vurdu.
Sadece ağaç değil, yer bile sarsılmıştı.
Havadan yağmur gibi yağan çilekleri izledim. Boş bir ifadeyle bana döndü.

“Böyle mi yapılıyor?”

Aptal gibi başımı sallayarak ellerimi çırptım. Böyle bir miktarda sadece düşen meyveleri bir yerde toparlamam bile yeterli olurdu.

“Sen en iyisisin. Kabul ediyorum. İşçi karıncalardan çok daha etkiliydi.”

İki başparmağımı da kaldırarak onu övdüm. İçten içe gururlandığı belli oluyordu.

Bir süre önce bana güvenemeyeceğini söylemesine rağmen yanıma oturup benimle birlikte meyveleri yedi.
Ancak biraz çiğnedikten sonra alnını hayal kırıklığı içinde kırıştırdı.

“Tadı güzel değil. Yenilebilecek çok kısmı da yok.”

Tadı kötü olduğundan değil, dediği gibi yenilebilir çok kısım yoktu.

“Şu anda ulaşabileceğimiz tek şey bu, yani başka ne yapabilirdim ki?”

Şikayet etmemesini söylediğimde utanmmış gibi göründü ve kızarmış yanaklar eşliğinde sustu.

Belki dağa çıktıktan sonra biraz balık yakalamalıydım.

Meyveleri yedikten sonra konumumuzu ayarladık ve dağa çıkmaya hazırlandık.
En yakındaki dağ çok yüksek ve dik görünüyordu, bu yolculuğa iyi hazırlanmalıydık.
Hazırlanmak desem de yapabileceğimiz şeyler kıyafetlerimizi ayarlamak ve farklı amaçlar için kullanabileceğimiz sağlam bir dal edinmekti.

Bu sık ormana kalın, sıkı bir elbise ve düz ayakkabılarımla gireceğime inanamıyordum… bu gülünçtü.
Enoch da aynı şekilde düşünüyor olmalı ki ellerini beline yerleştirmiş, rahatsız bir biçimde bana bakıyordu.

“Genç Leydi’nin burada beklemesinin daha iyi olabileceğini düşünüyorum.”

Dediği gibi bu daha iyi olabilirdi. Ama…

“Ekselânslarına nasıl güvenebilirim?”

Bu sözlerime verebileceği bir yanıt bulamayarak sustu.

Aslında ona bir yararım olup olmayacağını pek bilmiyordum ancak Enoch bir savaş alanında dolanmakta her ne kadar iyi olsa da büyük ihtimalle ilk defa bu kadar sıkıntıdaydı.
Ayrıca, sıradan birinden doğmuş olsa da aynı zamanda soylu kraliyet ailesinin içindeydi, daha önce hiç bu kadar ıssız bir yeri keşfetmesi gerektiğini sanmıyordum.
Kendime de bir hayatta kalma uzmanı diyemezdim ama en azından duruma Enoch’tan daha hakimdim.

“Öyle olsun. Fakat her tehlikeli durumda Genç Leydi’yi kurtaracağımın garantisini veremem.”

“Biliyorum.”

Bir şey demeden bana baktı, sonra kafasını salladı ve arkasına döndü.

Enoch önden yürümeye başladığında onu takip etme kararı aldım. Sırtına bakarak peşinden yürüdüm.
Elbisemin eteklerini bacaklarımı çok açığa çıkarmadan toplarlamak biraz zordu.
Onu takip etmeyeceğimi mi söylemeliydim?

Ama bu durumu kendi gözlerimle görerek bir yargıya varmam önemliydi.
Enoch benden hala şüpheleniyordu, tüm bilgisini benimle paylaşacağını düşünmüyordum. Gerçekten hayatımı garanti altına alacağından emin olamazdım.

‘Tamam, durumu kabullenip peşinden gidelim hadi. Bunu yapabilirim.’

Ormanın derinliklerine ilerledikçe bitki örtüsü kuvvetleniyordu.
Buna ek olarak, her türden çalıya denk geldiğimiz için yolumuzu açmamız zor oluyordu.

Enoch’un getirdiği ağaç dalından sopayı kullanarak bir çalının içinden geçtim ama yavaşlamaktan başka şansım yoktu.

“İyi misin?”

Yorgun sayılabilecek bir suratla bana döndü.
Zorla nefes alarak kafamı salladım.

“Katlanılabilir.”

Çok terlemiş sayılmazdı, ben de öyle. Üzerimizde ter kokusu veya ıslanmış kıyafetler yoktu.
Roman karakterleri olduğumuz için miydi bu? Yoksa zamanın akmadığı adanın doğası yüzünden mi?
Bunlardan değilse, buranın büyü veya ilahi güç kullanılamayan bir ada olmasındandı belki.
Vücudumdan bir koku almıyor olmam iyi bir şeydi.

“Güzel.”

Rahatlayarak nefesini verdi.

Normal bir yetişkin bile böyle bir durumda hayatta kalmakta güçlük çekerdi. Üstüne yerine geçtiğim insan Margaret’tı. Soylu, aristokratik bir genç kadın. Enoch’un endişeli olması normaldi.
Margaret’ın değiştiğine ikna olmuştu ama farklı bir insan olduğuna asla inanmıyor gibi görünüyordu.

“Şu elbise ve düz ayakkabılar olmasaydı daha iyisini yapabilirdim.”

Cevap vermeden yürümeye devam etti.

Sonunda dağın girişindeki yürüyüş parkuruna ulaştık. Güneş ışığının geldiği yöne bakarsak hala sabah saatlerindeydik.
Yüksekliğinin Bukhan Dağı*na benzer olduğunu görebiliyordum. Bunu düşünürsek öğle saatlerinde tepeye ulaşabilirdik. Bu tür bir kıyafetle hiç Bukhan Dağı’na tırmanmamıştım.
*ç/n: Bukhan, Güney Kore/Seoul’un kuzey bölgesindeki bir dağdır.

Enoch geriye dönüp şikayet etmeden sessizce onu takip etmeme şaşırmış halde bana baktı.
Köpeğinin kendisini usluca takip edip etmediğini kontrol eden bir sahip gibi görünüyordu. Yani bunun olumlu bir hareket olup olmadığını söylemek zordu.

Gerçekten talihli olduğum konu şuydu ki henüz hayatımı risk altında bırakacak, vahşi bir yaratık veya canavar gibi, bir şeye denk gelmemiştik. Evet, buradaki ikinci günümüzün stresinin yanında hayatımın tehlikeye girmesi çok zorluk yaratırdı.

Her neyse, dağun tepesine sağ sağlim vardık fakat asıl sorun bambaşka bir yerde bizi bekliyordu.

Hiçbir site ile ortak bir şey yapmıyoruz emek hırsızlarına prim vermeyin ve serilerimizi yalnızca orijinal sitemiz mangacim.com dan okuyun....

Etiketler: Novel oku Bölüm 5 Issız Adada, novel Bölüm 5 Issız Adada, read Bölüm 5 Issız Adada online, Bölüm 5 Issız Adada chapter, Bölüm 5 Issız Adada high quality, Bölüm 5 Issız Adada light novel, ,

Yorum