Karanlık? Switch Mode

Bölüm 7 Issız Bir Adada

Bütün bölümler içerideIssız Bir Adada
A+ A-

Issız Bir Adada Yakışıklı Kahramanlarla Mahsur Kaldım 

Çeviri: Morta Tilki

 

7. Bölüm

 

Yakaladığım iki balığı doğrudan ıslak kuma attım.

Sonra tekrar küçük balıklardan aldım ve bir taşla ezip suya fırlattım. Bu sefer daha büyük bir balık avlayacaktım.

Zıpkınla beklerken nefesimi tuttum. Bir süre sonra ön kolum kadar bir balık bu tarafa yanaştı. Hızlıca zıpkını ona doğru fırlattım.

Sanırım bu sefer yakaladım!..

Büyük beklentilerle oraya koştum. Ve zıpkının ucunun bir balığa saplandığını görerek çığlık attım.

 

“İnanamıyorum! Ben harikayım!”

 

Heyecanlanarak şaşkınca beni izleyen Enoch’a döndüm, gözlerimiz kesişti. Balık yakalamaya çalıştığım süre boyunca beni izlemiş olmalıydı.

Gördüğü şeylere inanamamış gibi bakıyordu.

Utanarak gözlerimi yere diktim ve hemen sonra katılaştım. Ateş yakmakla meşgul olacağını sanıyordum, neden buraya bakıyorsun ki?

Bir anlığına elimdeki zıpkının ucuna baktım. Gördüğüm balıktan iki tanesi yakalanmıştı.

 

“Ah…”

 

Yalnızca düşününce bile, dükün ailesinden gelen genç bir leydinin zıpkın fırlatarak balık yakalaması pek normal değildi…

 

“Hm…”

 

Enoch bana bir şey demeden ateş yakma işine döndü. Bu yemeğimizi güneş batmadan bitirmemiz gerektiği içindi.

Pişen bir şeyin kokusu vahşi hayvanları çekeceğinden bunu gece yapmak mantıklı olmazdı.

 

İlk olarak kandan kurtulmak için balıkların kılçıklarını ve kuyruklarını temizledim. Daha sonra deniz suyunda yıkadım. Diğer türlü kısa sürede kötü kokmaya başlayacaklardı.

Düz bir kaya bulup Enoch’un yanına oturdum.

Neredeyse aynı anda o da ateş yakmakta başarılı oldu. Biraz dal toplayıp ateşi güçlendirdi ve bana baktı.

 

“Ne yapmaya çalışıyorsun?”

 

Balıkları taştan bir plakanın üzerine yerleştiriyordum.

 

“Balıkları temizliyorum.”

 

Keskin bir dal parçasını bıçak yerine kullanarak pullarından kurtulmaya çalıştım.

Bunu gören Enoch soru sormaya nereden başlayacağını bilemez bir halde bana baktı.

Bakışlarını görmezden gelip balıkları ortalarından açtım ve organları çıkardım.

…balık yemeyi seven herhangi biri bunu yapabilirdi.

 

“Belki balıkların içinde zehir vardır…”

 

Bu sözler üzerine işime devam ederken hafifçe gülümseyip kafamı salladım.

 

“Zehirli olmadıklarından emin olabilirsin. Eğer düzgün pişerlerse parazitler de ortadan kalkacaktır. Yani sorun yok.”

 

Tabii güvenli olmalarının bir başka nedeni de zehirli balıkları bir seviye ayırt edebiliyor olmamdı.

Ancak hatırladığım kadarıyla romandaki canavarlar sıradan yaratıklardı. Kurt-tipi, yılan-tipi ve sürüngen-tipi olanlar dışında.

 

Orjinal hikayede Enoch da kadın başrole balık götürüyor gibi duruyordu…

 

“Hayır, bekle… ben şu anda ne yapıyorum?”

 

Bir anlığına şüphe duyarak uğraşmayı bıraktım.

Kadın başrol kenarda sessizce oturup Enoch’un getirdiği balıkları yerken ben vahşi bir kız gibi balık avlıyor, hatta temizleyip ona veriyorum?

Evet, en başta avlanacağımı söyleyen bendim ama sadece biraz tatsız hissediyordum.

Yerinde öylece oturan bir insan değilim! Yine de!

 

Enoch’a anlık bir bakış attım.

Kestiğim balıkları bir dala yerleştirirken anlamayarak bana baktı.

 

“Bana neden öyle baktığını bilmiyorum.”

 

“Hiç.”

 

“Gerçekten ‘Hiç.’ mi?”

 

Alnı gerilmiş bir şekilde bana doğru eğildi. Yüzü yüzüme yaklaştı.

Rüzgardan uçuşan simsiyah saçları hafifçe alnına çarpıyordu. Nasıl oluyorsa bugün sol gözünün altındaki minik nokta* bile daha büyüleyici görünüyordu.

*ç/n: burada ingilizce versiyonunda ‘tear dot’ yazıyor fakat anlamını herhangi bir yerde bulamadım. Gözyaşı şeklinde ufak bir lekeden bahsediyor olabilir? Bir fikriniz varsa yoruma beklerim.*

 

Bana bakarken dudaklarına yavaşça bir gülümseme yayıldı.

Bir an heyecanlandım. Bu… tamamen farklı bir durumdu.

Onu ilk defa gülümserken görüyordum. Margaret’ın anılarında bile hiç gülümsemesi yoktu.

Issız adada uyandıktan sonra bile gergin bir yüz ifadesi vardı. Ya da sadece bana soğuk bir yüzle bakıyordu.

 

“Şaşırtıcı ama sadece eğlendiğim için izliyordum. Bir dahaki sefere ben yapacağım.”

 

Ne düşündüğümü biliyormuş gibi konuştu.

Tekrar baktığımda bir süre önceki gülümsemesi tamamen silinmişti. Normal, sakin yüzüne dönmüştü.

Bir süre heyecanlı ve telaşlı kaldım. Farkında bile olmadan bir anda balıkları hazırladım.

Enoch’a karşı dikkatli olmalıydım.

 

“Sanırım artık yiyebiliriz.”

 

Bana ateşte pişirdiği balığı uzattı. Bugüne kadar zıpkınla yakaladığım en büyük balıktı.

 

“Lütfen bunu siz yiyin, Ekselânsları. Ben küçük olanlardan biriyle bile doyarım.”

 

Elinde tuttuğu şişi almak için uzandım.

Ama hafifçe elimden kaçındı ve küçük olanı alıp yemeye başladı. Sorunun ne senin?

 

“Burası Langridge İmparatorluğu değil. Canlı dönüp dönemeyeceğimizden emin değiliz. Bu yüzden, Genç Leydi, ilk önceliğin kendine dikkat etmek olmalı.”

 

Bu sözlerle yemeğimi yemeyi bıraktım.

Benimle bu kadar kibar konuşacağını hiç düşünmezdim. Sözleri bir tavsiye gibiydi.

 

‘Canlı dönüp dönemeyeceğimizden emin değiliz.’

 

Karamsarlık hızla üzerime çöktü.

Silahım olmadan bir hayatta kalma oyununun içine atılmak gibiydi. Önüm karanlıktı ve geleceği düşünmek bile beni solgunlaştırıyordu.

Hayatta kalabilir miyim?

 

“İyi misin?”

 

Dikkatlice nasıl göründüğümü taradı.

 

“Buradan kurtulabilir miyiz?”

 

Sorum üzerine düz bir suratla bana baktı.

 

“Elbette.” dedi kararlı ses tonuyla.

 

Yediğim balığı izliyordum.

 

“Bir yolu var mı?”

 

“Kaçmana izin vereceğim, yani endişelenme.”

 

Sonunda bu beni güldürdü.

 

“O da ne demek? İmparatorluğun veliaht prensini bıraktıktan sonra nasıl kaçabilirim ki?”

 

Birden sıcak bir rüzgar esti. Saçlarım terden yanaklarıma yapışıyordu, bu sinir bozucuydu.

 

Hâlâ bana bakmakta olan Enoch, temkinlice elini uzattı. Uzun, güzel parmaklarıyla yanağıma dokundu.

Ona baktım, nasıl nefes alacağımı unutarak.

Bakışları ağır ağır aşağı indi. Yavaş hareketlerle saçlarımı yanaklarımdan çekti.

Saçlarımı toparlamakla uğraşan adam dobra bir tavırla “Önden gitmene izin vereceğim, böylece birilerine ulaşıp yardım isteyebilir ve kurtarma çağrısı yapabilirsin.” dedi.

 

Bir anlığına aramızdaki gerilim yok olmuştu.

 

“Cidden bunu yapacağımı düşündün mü?”

 

Bana yanlış umutlar verdikten sonra bunu soruyordu. Tabii ki düşünmüştüm. Gardımın düşmesine izin verdim. Kahretsin.

Olağandışı bir durumda bulunmak yargılarımı da bulandırıyordu.

Çok aç olduğum halde iştahım kaçmıştı. Enoch’um gülümsemesini gördüğüm zamandan bile daha büyük bir şok yaşamıştım. Yemek istemiyordum.

 

Söyleyecek bir şeyim yoktu. Bu yüzden işe yaramaz düşüncelerim eşliğinde sessiz kaldım.

Beni tekrar uyardı.

 

“Dediğim gibi, Genç Leydi, yanımda kalmalısın. Yanımdan ayrılabileceğin tek durum benim gitmene izin vermem. Bunu unutma.”

 

Sözlerini dışarıdan duyan biri takıntılı bir adamın aşık olduğu kadına söylediği sözler sanardı. Gerçekte ise kaçırılmasının bir şüphelisine yağdırdığı tehditlerdi.

Benden hâlâ şüphe ediyordu ama bir seviyeye kadar şüpheli listesinden çıktığımı da görebiliyordum.

 

‘Bu rahatlatıcı. En azından bana olan düşmanca bakışı ilk zamanlara göre hafiflemiş.’

 

Aç karınlarımızı pişirdiğimiz balıklarda doyurduk.

Yemeğimiz bittiğinde güneş tamamen batmıştı. Yatağı hazırladıktan sonra tekrar ateşin kenarına oturdum.

Uzun süre birbirimize tek kelime etmedik. Rahatsız edici sessizlik sürüyordu.

 

Sonra Enoch “Soğuk, değil mi?” diye sordu.

 

Ellerimi ateşe doğru uzatıp kafamı kaldırdım.

Bir anda ayağa kalkıp ceketini çıkardı ve sıradan bir şey yapıyormuş gibi bana uzattı.

 

“Ne yapıyorsun?”

 

“Ateşim var yani vücudum zaten sıcak.”

 

“Teşekkürler…”

 

“Teşekküre gerek yok, sadece sıcakladığım için verdim.”

 

Gün ortasında bile o ceketi giyiyordu ve tek damla ter dökmüyordu.

Gene de sessizce elinden alıp omuzlarıma yerleştirdim.

Bir an bana bakmaya devam ettikten sonra sessizce yatağa geçip uzandı.

 

Bir geceyi daha birlikte, sessizce geçirdik.

Hiçbir site ile ortak bir şey yapmıyoruz emek hırsızlarına prim vermeyin ve serilerimizi yalnızca orijinal sitemiz mangacim.com dan okuyun....

Etiketler: Novel oku Bölüm 7 Issız Bir Adada, novel Bölüm 7 Issız Bir Adada, read Bölüm 7 Issız Bir Adada online, Bölüm 7 Issız Bir Adada chapter, Bölüm 7 Issız Bir Adada high quality, Bölüm 7 Issız Bir Adada light novel, ,

Yorum