Karanlık? Switch Mode

Bölüm 6 Issız Bir Adada

Bütün bölümler içerideIssız Bir Adada
A+ A-

Issız Bir Adada Yakışıklı Kahramanlarla Mahsur Kaldım 

Çeviri: Morta Tilki

 

6. Bölüm

 

“Lanet olsun!”

 

Enoch sessizce dağın aşağısına baktı ve ağzından küfürler döküldü.

 

Hava çok açıktı. Görüşümüz o kadar iyiydi ki ufuk çizgisi gözüme daha keskin geliyordu.
Bu dağınkiyle neredeyse aynı hizada 2 dağın daha zirvesi vardı ve arkalarında kalan ufuk çizgisi tek bir bakışta görünüyordu.
Nasıl bakarsak bakalım bir adadaydık.

 

Ha..! Ha ha ha ha ha!

 

“Lanet olsun, burası bir ada.”

 

Elimle yüzümü silerken hayal kırıklığı eşliğinde acı göz yaşlarımı geri yolladım.
Hipotezim daha bile net hale geliyordu. Romanın içindeydim. En başında bir hipotez bile değilmiş gibi görünüyordu.

 

Bir süre sonra kendime gelerek sessizce adanın topografyasına göz attım.
Ortalara doğru büyük bir nehir vardı ve Seoul’daki Han Nehri’ne benziyordu.
Kolaylık olsun diye bu tarafa Güney Ada, diğer tarafa ise Kuzey Ada deniyordu. Ve Kuzey Adası’nda tırmandığımıza benzer başka bir dağ vardı.
Güney Ada’da iki, Kuzey Ada’nda bir dağ bulunuyordu.

 

“Gerçekten bir ada…”

 

Yere çöktüm, bacaklarımdaki güç kaybolmuştu.

 

Uzaklaşıp etrafı kolaçan eden Enoch geri döndü. Ve hayal kırıklığına uğramış şekilde yanıma oturdu.
Sessizce oturarak kendi düşüncelerimize daldık.

 

“Burası hangi cehennemde? Langridge İmparatorluğu’na yakın mı? Yoksa…”

 

“Belki Kore?.. Eğer burası modern Kore eşyalarının da bulunduğu bir adaysa bu olasılığı göz ardı etmemem gerekmez miydi?

 

Margaret’ın yerine geçmekten daha büyük bir problemim vardı. Romanı sonuna kadar okumamıştım.
Sadece kadın başrol Yuanna’nın bir yılın sonunda açılan “geçit” ile adadan kaçtığı kısmı okumuştum. Bu birinci cildin sonuydu.

 

《Her yıl, adayı dışarıya bağlayan bir kapı açılıyor. Ve kahramanlarımızın o zamana kadar ne pahasına olursa olsun hayatta kalması gerekiyor.》

 

Birinci tekil şahıs anlatımıyla yazılmış bir roman olsa da girişte böyle açık bir cümle vardı.

 

Roman, birinin el yazısı ile yazılmıştı ki bu garipti çünkü sadece girişteki cümle farklı bir yazı tipine sahipti.
Bu devirde kimin kendi elleriyle bir kitap kaleme alacağını merak etmiştim, ayrıca anlatım o kadar gerçekçi -sanki yaşanmış olaylardan bahsediyor gibi- ve hafifti ki daha büyük bir ilgiyle okumuştum.

 

‘Tüm bunlar başka birinin sokakta bıraktığı romanı gizlice aldığım için oldu. Kahretsin.’

 

Saçlarımı kavradım.
Yanımda oturan Enoch elleriyle yüzünü sildi. Çok çaresiz görünüyordu.
Umutsuz bir yüzle kaşlarını çattı. Sonra bir kez daha mırıldanıp sıkıntıyla saçlarını karıştırdı.

 

“Hiçbir şey düşünemiyorum.”

 

Hiç bu kadar yoğun duygular yansıttığını görmemiştim. Ancak, durum benim açımdan da umutsuz görünüyordu.

 

“Bu ıssız adada hapis…”

 

Yüzümü ellerime gömdüm.

 

Tanrı gerçekten var mı ki? Düşen bir tabela tarafından öldürüldükten sonra bir romanın içinde hayatta kalmam gerekmesinin neresi adil?
Kasvetli düşüncelerim eşliğinde ellerimi yanaklarıma bastırdım.

 

‘Bu arada, diğer kahramanlar şimdi ne yapıyor?’

 

Hatırladığım kadarıyla tüm kahramanlar farklı yerlerde uyanıyor. Bazıları nehrin kıyısında, bazıları ise ormanın ortasında.
Enoch, kadın başrolümüzle Margaret ile sahildeki kapışması sırasında karşılaşıyordu. Belki de akış en başından çarpılmıştı.
Her neyse, şimdilik yaşamaya odaklanmam gerekiyordu.

 

*guruldar*

 

O anda aç bir karnın korkunç sesi yükseldi. Enoch bana baktı.

 

‘Hayır, gene mi benden geldi?’

 

Midemin neden ısrarla bana itiraz ettiğini bilmiyorum.
Gene de bir düşünürsek sadece açai çileklerinden yemiştim ve dağa tırmanırken tüm enerjimi tüketmiştim.
Enoch uyumadığından daha fazla kalori harcamış olmalıydı. O nasıl iyi durumda oluyordu?

 

‘Tamam. Burada bir sorun olmalı. Yapılması gereken şeyler var.’

 

Ayağa kalktım.

 

“Önce aşağı inelim. Artık bir adada olduğumuzu bildiğimize göre inip ölçümler yapmalıyız. Ve tabii ki yaşamalıyız.”

 

Elimi yerde oturan Enoch’a uzattım.
Elbette Enoch’a gelecek planlarımda hâlâ yer yoktu. Ama şimdilik kaçacak enerjiye sahip değildim.
Okunması zor bir yüzle uzattığım elime baktı.

 

‘Margaret’ın uzattığı eli tutabilir mi?..’

 

İsteksizce elimi çekmeye hazırlanırken büyük bir el nazikçe benimkini kavradı.

 

“Teşekkür ederim.”

 

Bitkinliği hâlâ belli olsa da alçak ses tonu çok tatlıydı ve kesinlikle kalbime iyi gelmiyordu.
Hayır, bu adam neden tükenmiş olması gereken noktada bile bu kadar tatlı?
Arkamı dönüp elimi göğsüme bastırarak derin bir nefes aldım. Ürperiyordum. Enoch’a dönüp soğukkanlılığımı korudum.

 

“Gidelim hadi.”

 

Her şeyden önce, güneş batmadan aşağı inmeliydik.

 

 

╭──╯ . . . . . Benden Nefret Eden Bir Adamla Issız Adada . . . . . ╰──╮

 

Dağın eteklerine ulaştığımızda güneş batmaya başlamıştı. Şu anda yatabileceğimiz bir yer bulmak zor olacaktı.
Sonunda bu geceyi de dün uyuduğumuz yerde geçirmeye karar verdik.

 

“Buradan elimizden geldiğince hızlı kaçmalıyız. Zamanımız oldukça etrafı keşfetmemiz iyi olacaktır.”

 

Enoch’un mırıldanmasına katılarak başımı aşağı yukarı salladım.
Etrafı keşfetmek benim için de gerekliydi.

 

“Pekala. Yapacak çok işimiz var. Şimdilik biraz yiyecek bulalım mı? Bu gidişle kaçamadan önce açlıktan öleceğim.”

 

Kaloriler ayakta durmak veya oturmak gibi basit eylemler için de gerekliydi.
Eğer bugün yeterli kalori alamazsam yarın hayatta kalmam zor olacaktı. Gücüm olmadığından canavarlarla bile baş edemezdim.

 

“Ah, ayrıca, ateş yakmayı biliyor musun?”

 

Bir saniyeliğine sessiz kaldı. Ama beklenmedik şekilde olumlu cevap verdi.

 

“Biliyorum. Ben Romalizan Savaşı’nı kazandım.”

 

Neler yaşadığını öğrenecek cesaretim yoktu. Hayatta kalma yetenekleri konusunda Enoch’u geçebilecek biri yoktu sanırım.
Düşüncelerimi kenara itekleyerek bir zıpkın yapmaya giriştim. Bitirdiğimde, denizde balık avlamakta karar kıldım.

 

“Bekle, avlanacak mısın?”

 

Ben balık tutmaya hazırlanırken Enoch zıpkına dokunup inanamayarak bana baktı.
Tropik ve ıssız yerlerde bulunduğum zamanlarda bunu kullanarak balık avlamayı öğrenmiştim.

 

‘Gerçi, bir sahilde değil nehirde avlıyordum…’

 

Hiç deneyimim yok değildi sonuçta, yani bu konuda bir şeyler yapmam gerekmez miydi?

 

“Güven bana.”

 

Ön koluma vurdum ve kendimden emin şekilde gülümsedim.
Elbette Enoch söylediklerime inanmamıştı.

 

Avlanmayı da ateş yakmayı da Enoch’a bırakmam daha iyi olur muydu diye düşündüm ama ateş yakmak sandığımdan daha fazla enerji gerektiriyordu.
Sert bir dalı, düz oluklu yumuşak bir ahaç parçasına sürterek yakmanız gerekiyordu.
Fakat bu hayal ettiğimden çok daha fazla kuvvet isteyen bir işti.
Balık tutmak da kas gücü gerektirmeyen bir iş değildi ama yöntemini biliyorsanız bu gücü bir seviye indirgeyebilirdiniz.
Bu yüzden sorun olacağını sanmıyordum.

 

“Eh, eğer başarısız olursam en azından yosun ve deniz tarağı toplarım. Sular alçaldığında kayaları kaldırarak kolayca deniz tarağı bulabilirim.”

 

Elbisemin baldır kısmına kadar yırtılmış eteklerini kıvırdım ve bağladım.
Etek dizlerimin üstüne kadar çıkarak bacaklarımı sergiledi. Enoch’un aceleyle başını çevirdiğini görebildim.
Kulaklarına kadar kızarmıştı…
Neden? İlk defa mı bir kızın bacağını görüyorsun ki? Kafamı hafifçe eğdim ve elimde zıpkınla kıyıya ilerledim.

 

Öncelikle suyun boşalmadığı ve durgun olduğu bir yer bulacaktım.
Bu yüzden ilk iş kayalarda dalgaların çarpmasıyla oluşan çatlaklara baktım.

 

Dalgaların etkisiyle savrulan minik balıklar nefes nefeseydi.
Balıkları toplayıp taşlara yerleştirdim ve suya geri attım.
Amacım büyük balıkları cezbetmekti. Bir süre sonra toplanmaya başladılar.
Toplanan balıkları izleyerek zamanlamamı hesapladım ve zıpkınımı aşağı indirdim.
İlk denemelerim başarısız oldu fakat yaklaşık 20 deneme sonucunda oldukça büyük görünen 2 balık avlamayı başardım.

 

Kore’deki ilk zor şartlar altındaki kampımdan beri düşünüyordum… Sanırım yabani bir insandım.
Bu durumdan memnun muydum bilmiyordum ancak başarıya ulaşma hissi muazzamdı.

Hiçbir site ile ortak bir şey yapmıyoruz emek hırsızlarına prim vermeyin ve serilerimizi yalnızca orijinal sitemiz mangacim.com dan okuyun....

Etiketler: Novel oku Bölüm 6 Issız Bir Adada, novel Bölüm 6 Issız Bir Adada, read Bölüm 6 Issız Bir Adada online, Bölüm 6 Issız Bir Adada chapter, Bölüm 6 Issız Bir Adada high quality, Bölüm 6 Issız Bir Adada light novel, ,

Yorum